HADSİZ DOKTORLAR !

Yazının başlığına bakıp, “doktorlara nasıl böyle der” demeyin. Sonuna kadar okuyun lütfen.

Her sektörde, her kurumda doğru düzgün insanlar olduğu gibi kendini kral zanneden, kraldan çok kralcı hadsizlerde var.

Doktorların hadsizlerinin tamamı Devlet Hastanelerinde!

İşin ilginç yanı hiçbir özel hastanede bu tip doktor yok, özel hastanelerdeki doktorların tamamı çok kibar.

Devlet hastanesine gittiğinizde, OTUR – KALK – KOLUNU AÇ – ÜSTÜNÜ SIYIR gibi emir cümleleri ile karşılaşırsınız.

Özel hastanelere gittiğinizde ise önce HOŞ GELDİNİZ, sonra buyurun şikayetiniz nedir, ağzınızı açar mısınız, sırtınızı açar mısınız gibi kibarca soru cümleleri duyarsınız.

İnsan düşünüyor; Acaba Özel Hastanelerdeki doktorlar daha çok para alıyorlar bu yüzden mi iyiler? E o zaman parayla iyilik oluyorsa nerede kaldı onca okunan kitap, eğitim, okumanın yok ettiği cahillik, nerede kaldı Hipokrat Yemini!

Geçen hafta yaşadığım bir olayı anlatmak istiyorum.

Bir yakınım masaj aleti ile boynuna masaj yapmış, masajı 15 dakika yerine 1 saat yapmış ve boynunun sağ tarafında ceviz büyüklüğünde 3-4 tane kitle belirmiş, sağ tarafına yatarken, rahatsız etmeye ve ağrı yapmaya başlamış. Bunun üzerine devlet hastanesinden randevu almış.

Randevu almış derken öyle internetten oturduğu yerden falan randevu alınamıyor hala. Randevular 3 aya kadar dolu.

Sabah 06:30’da gitmiş hastane açılana kadar kapıdaki 30’a yakın insanla birlikte beklemiş. Kapılar açıldığında girmiş hematoloji – onkoloji biriminden sıra almış.

Doktorun önüne gittiğinde, durumu anlatmış. Doktorun verdiği cevap; “seninki de dert mi biz burada ne hastalara bakıyoruz, sen kulak burun boğaza git” olmuş ve yakınımı başından savmış.

Kendisi emekli öğretmen olan yakınım boynu bükük çıktı geldi. Benim gibi yırtık değil ki, o doktora iki çift laf söylesin.

Kocaeli Üniversitesinde ve birkaç özel hastanedeki Profesör dostlarımızı konu ile ilgili aradığımızda, yakınımın mutlaka ultrason ve MR çekilmesini istediler, çekilen MR’da boyundaki kitlelerin kötü huylu lenf kanseri kitleleri olduğu ve mutlaka biyopsi yapılması gerektiğini söylediler.

Kocaeli Üniversitesinde parça alındı. Türkiye’nin en ünlü Hematoloji – Onkoloji Profesörlerinden  Anadolu Sağlık Merkezi doktoru olan Prof.Dr.Zafer Gülbaş değerlendirdi. Ciddi bir tedavi sürecine girmemiz gerektiğini vurguladı.

Şimdi dönelim Devlet Hastanesindeki HADSİZ DENSİZ DOKTOR’a! Bu sonuçlar çıktıktan sonra aklıma ilk gelen, bu doktorun kafasını gözünü patlatmak oldu, buna Sağlık Çalışanına Şiddet diyorlar. Sonra sağlam bir köşe yazısında bu doktoru ifşa edeyim dedim.

Sonra, bu doktoru, Devlet Hastanesi Başhekimliğine, İlçe ve İl Sağlık Müdürlüğüne, Sağlık Bakanlığına, CİMER’e şikayet edeyim dedim. Dedim de dedim…

Adını buradan şimdi paylaşmayacağım, ancak kendisini bir gün ziyaret edeceğim.

Yakınımın raporlarını önüne koyup, sana tedavi olmak için sabahın 06:30’unda buraya gelip soğuk ve karanlıkta bekleyen 66 yaşındaki başından savdığın o yaşlı insan kemoterapi alıp tedavi görmeye başlıyor.

Devlet Hastanesinde değil de, özel bir hastanede çalışsaydın yine aynı şekilde davranır mıydın? Diyeceğim.

Netice olarak, her mesleğin içinde iyi ve kötülerin olduğunu biliyoruz. Ancak tamamının iyi olması gereken en önemli  ve kutsal meslek DOKTORLUKTUR. Her zaman ne diyoruz, “ÖNCE SAĞLIK”

Devlet Hastanesi doktorlarının bir kısmının kendisine çeki düzen vermesi gerekiyor… (Devlet Hastanelerindeki İdealist düzgün doktorları tenzih ediyorum.)