TAHİR BAŞKAN SENİN İT’LE PUŞT’LA NE İŞİN OLUR?

Tahir Büyükakın’ı tanıyanlar bilirler. Naif, kibar, ahlaklı, vicdanlı ve iyi eğitimli olduğu her konuşmasından ve her hareketinden belli olan bir yapıya sahiptir.

Tahir başkan için insanın okumuşu cahili, zengini fakiri, Müslümanı Hristiyan’ı yoktur. İnsan olduğu için kıymet verir herkese.

Ancak bu her zaman doğru bir davranış değildir. Tahir başkanın bilmediği ve öğrenmediği bir şey varsa o da it’le puştla, hadsiz meczuplarla herkesle konuştuğu gibi konuşmaması gerektiğini öğrenmesi gerektiğidir.

Mehmet Ali Paşa Cami adında bir cami var. Bu cami ciddi hasar görmüş ve tehlike arz eden bir inşaat yapısı durumunda.

Hemen bu caminin arkasına da muhteşem bir cami yapıldı. Ancak her nedense bir şekilde tamamlanıp ibadete açılamadı. Hasarlı cami binası da bir türlü yıkılamadı.

Türkiye Cumhuriyeti, ne çektiyse kurulduğu günden bu yana din tüccarlarından, sahte imamlardan, cemaatlerden ve meczuplardan çekmiştir.

Bu Mehmet Ali Paşa Caminin bünyesinde de kendisine vakıf diyen bazı kan emicilerin çöktüğü bir yapı var. Bunlar hayatları boyunca çalışmamış, babalarının kurduğu sistemin ortasına oturmuş, oradan geçinen meczuplar.

Deprem hasarlı binada millet namaz kılsın, bu bina yıkılmasın, vakıf falan derken götürdüğümüz paralardan olmayalım diye vatandaşı galeyana getirmek için yapmadıkları şaklabanlık kalmıyor.

Bunların fıtratında bu var zaten. İt itliğini yapacaktır.

Benim anlamadığım, Tahir Başkan, bu meczupları neden bu kadar konuşturuyor. Neden hasarlı camiyi hala yıkmıyor, neden yeni cami bitirilemiyor.

Başkan cevapları bekliyorum.