radyo
radyo
ford
İrfan Kurt
İrfan Kurt

ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ NEDİR, NE DEĞİLDİR? (2)

28 Eylül 2016 Saat: 18:05
YORUM YAPTavsiye EtYazdır

Bu yazı 4.910 kez okunmuştur

Anayasa Değişikliği Nedir, Ne Değildir? 2

         Anayasa değişikliği ile ilgili günden tüm yoğunluğu ile devam etmektedir. Evet ve hayır yönünde çalışmalar da tüm hızı ile sürmektedir. Ancak geçen süre içinde özellikle bir kısım vatandaşlarımızın kafa karışıklığının ortadan kalkmadığını görmekteyiz. Bu yazımızda önceki yazının devamı olarak anayasa değişikliği öngören kanunun maddelerinden 1982 Anayasası’nın 104. Maddesinde değişiklik yapan 8. maddeyi incelemeye çalışacağım.

         16 Nisan 2017 tarihinde halkoylamasına sunulacak anayasa değişikliğinin 8. Maddesi 1982 Anayasası’nın 104. Maddesinde değişiklik öngörmektedir. Bu madde ile “Cumhurbaşkanı Devletin başıdır.Yürütme yetkisi Cumhurbaşkanına aittir,” hükmü getirilmektedir. Burada en temel husus, yürütme yetkisinin parlamenter sistemden farklı olarak SEÇİMLE gelecek olan Cumhurbaşkanına verilecek olmasıdır.

         Peki, yürütme yetkisinin Cumhurbaşkanına verilmesi ne demektir? Yürütme yetkisinin Cumhurbaşkanına verilmesi halkın çoğunluğu ile seçilen cumhurbaşkanına bizzat halk tarafından beş yıllık süre için ülkeyi yönetme yetkisinin verilmesi demektir.

         İşte tam da burada bir algı oluşturulmaya çalışılmakta ve bunun bir TEK ADAMLIK ve özellikle hayır cephesinin ve hayır cephesi içinde de özellikle ana muhalefet partisinin deyimi ile diktatörlük olduğu iddia edilmektedir. Esasında diktatörlüğün Türk Milletinin karakteri ile uyuşmadığı tarihimiz incelendiğinde görülecektir. Türk Milletinin kurduğu hiçbir devlette diktatörlük yoktur olmamıştır.

         Değişiklik öngören madde üzerinden gidecek olursak, “Cumhurbaşkanı, Devlet başkanı sıfatıyla Türkiye Cumhuriyetini ve Türk Milletinin birliğini temsil eder; Anayasanın uygulanmasını, Devlet organlarının düzenli ve uyumlu çalışmasını temin eder” hükmü ikinci fıkrada yer almaktadır. Yani Cumhurbaşkanı aynı zamanda “Devlet başkanı” sıfatını taşımakta ve Cumhurbaşkanına Türk Milletinin birliğini temsil etme görevi de verilmektedir. Kaldı ki halkoyu ile seçilen bir cumhurbaşkanının milletin birliğini temsil etmesi seçimle gelme özelliği yanında demokratik sistemin en temel gereğidir.

         Anayasa değişikliğine ilişkin kanunun 8. Maddesinin devamında cumhurbaşkanının yetkileri düzenlenmektedir. Değişiklik ile getirilen yeni hükümler şöyledir:       

         Cumhurbaşkanı, yürütme yetkisine ilişkin konularda Cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıkarabilir. 8.Maddenin bu fıkrası üzerinde fırtınalar koparılan bir fıkradır. Bununla Cumhurbaşkanının ülkeyi kararnameler eli ile yürüteceği ve artık meclisin bir fonksiyonu kalmayacağı yaygarası yapılmaktadır. Ancak maddenin devamı incelendiğinde bunun öyle olmadığı anlaşılacaktır.

 

         Öncelikle Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ancak ve ancak yürütme yetkisine ilişkin konularda çıkarılacaktır. Yani, bir husus erkler içerisinde yürütme yetkisinin içinde ise ancak bu konuda kararname çıkarılabilir. Tıpkı parlamenter sistemde olan “Bakanlar Kurulu” kararnamesi gibi.

         Buna karşılıkAnayasanın ikinci kısmının birinci ve ikinci bölümlerinde yer alan temel haklar, kişi hakları ve ödevleriyle dördüncü bölümde yer alan siyasi haklar ve ödevler Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle düzenlenemeyeceğive yineAnayasada münhasıran kanunla düzenlenmesi öngörülen konularda Cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıkarılamayacağı; kanunda açıkça düzenlenen konularda Cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıkarılamayacağı,” 8. Maddenin devamı fıkralarında açıkça belirtilmektedir.

         Buradan ne anlaşılmaktadır? Buradan anlaşılan, Ana Muhalefet partisinin iddia ettiği gibi, “Cumhurbaşkanının sabah kalkıp lokantaları kapatıyorum yahut artık bu ülkede kimse siyasi parti kuramaz” demek değildir. Buradan anlaşılan, TEMEL HAKLAR, SİYASİ HAKLAR ve ÖDEVLERİ İLE KİŞİ HAKLARI hiçbir şekilde bir idari tasarrufa konu edilemez. Bu hakların tamamı ANAYASAL TEMİNAT altındadır.

Bunun yanında eğer bir husus KANUNLA DÜZENLENMİŞ İSE VEYAHUT SADECE KANUNLA DÜZENLENMESİ anayasada öngörülmüş ise bu hususta da Cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıkarılamaz.

 Öyle ise bu hükümden tek başına istediğini yapan bir Cumhurbaşkanı ve Cumhurbaşkanlığı sistemi çıkmayacağı ortadadır. ÜLKENİN SİYASETÇİLERİNİN EN TEMEL GÖREVİ HALKA DOĞRULARI DOĞRU BİR ŞEKİLDE ANLATMAKTIR. Bu sebeple bu kadar sarih bir hususu tersinden okuyarak BEKTAŞİ fıkrasındaki gibi millete anlatmak doğru olmadığı gibi, bu tür söylemlerin SİYASET KURUMUNUN TEMSİLCİLERİ OLAN SİYASİLERİN GÜVENİLİRLİĞİNE EN BÜYÜK ZARARI verdiği aşikârdır.

8. maddenin devamında “Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile kanunlarda farklı hükümler bulunması halinde, kanun hükümleri uygulanır. Türkiye Büyük Millet Meclisinin aynı konuda kanun çıkarması durumunda, Cumhurbaşkanlığı kararnamesi hükümsüz hale gelir,” denilmektedir. Bu hüküm de çok açık olarak kuvvetler ayrılığını kesin bir şekilde ortaya koymakta ve esasında milletin temsilcilerinden oluşan TBMM’nin, yürütme organını aktif olarak denetlediğini net bir biçimde göstermektedir. Dolayısı ile iddia edildiği gibi kararname ile yönetilecek devlet olmadığı, bilakis kanunlara uyan bir yürütme organı ortaya konulmaktadır.

Kıymetli okurlarım

Kavram kargaşasına kapılmak ve doğruyu yanlış göstermeye çalışmak kimseye fayda vermeyecektir. Bu gün milletin önüne gelen bu anayasa değişikliği önerisi, milletin vereceği karar sonucu kabul veya red olacaktır. Öyle ise bizzat değişiklik maddelerini okumak ve ona göre karar vermek gerekecektir.

Sadece bu madde ile ilgili olarak bu gün, “tek adam veya diktatör” gibi kavramlar toplumun ve sizlerin önüne sunulmaktadır. Böylelikle zihinler bulandırılmakta ve bunun neticesinde farklı çıkarımlar elde edilmeye çalışılmaktadır. Bu da sadece bir “cumhurbaşkanlığı kararnamesi” ile olacağı iddia edilmektedir. Öyle basit örnekler verilmektedir ki, bir esnafın lokantasının bile cumhurbaşkanı tarafından kapatılacağı iddia edilmektedir. Bunun böyle olmadığı o kadar açıktır ki, sadece kanun metninin okunması ile anlaşılacaktır. Aksi söylemler ile ortaya çıkmak milletin aklı ile alay etmektir.

Hâlbuki Türk Milleti zekidir.

Kalın sağlıcakla…

YORUMLAR

Bu Yazıya Yorum Yapılmadı. İlk Yorumu Siz Yapmak İster misiniz? 
Lütfen Resimdeki kodu yazınız
 

Kocaeliden, Türkiyeden ve Dünyadan Son Dakika Haberleri Tavsiye Formu

Bu Yazıyı Arkadaşınıza Önerin
İsminiz
Email Adresiniz
Arkadaşınızın İsmi
Arkadaşınızın E-Mail Adresi
Varsa Mesajınız
Güvenlik KoduLütfen Resimdeki kodu yazınız

Yazarın Diğer Yazıları

Corona Virüs Üzerine26 Nisan 2020 Saat: 23:16
Şu karantina günlerinde ne telefonu elime almak ne sosyal medyaya bakmak ne de haberlere bakmak istemiyorum. Ama dönüp dolaşıp yine telefonda, sosyal medyada, televizyonda buluyoruz kendimizi. Dönüyoruz da ne oluyor, sinirden küp oluyoruz.
EMANETİ EHLİNE VERMEK22 Şubat 2020 Saat: 08:51
EMANETİ EHLİNE VERMEK28 Eylül 2016 Saat: 18:05
Tüm Yazıları
Yukarı ↑