CUMHURBAŞKANLIĞI HÜKÜMET SİSTEMİ VE AVRUPA DEMOKRASİSİ ÜZERİNE

28 Eylül 2016 Saat: 18:05
İrfan Kurt

CUMHURBAŞKANLIĞI HÜKÜMET SİSTEMİ VE AVRUPA DEMOKRASİSİ ÜZERİNE

 

         Ülke olarak gerçekten kritik günler geçiriyoruz. Ama bu kritik günler, bizim toplum bilinci ve “MİLLİ” hassasiyetlerimizi tamamen ortaya çıkaran, geçmişimiz ile bağlarımızı bir o kadar da kuvvetlendirerek adeta yeniden doğmamıza sebep oluyor.

İyi ki de oluyor.

         Bu gün Türkiye’de yapılmak istenen sadece bir Anayasa değişikliğidir. İçeriği itibari ile de bir “hükümet sistemi değişikliği” yapılmak istenmekte ve bunun için de ülkenin en temel kurucu unsuru olan “milletin” önüne “sandık” konulmakta ve milletin tercihinin ne olduğu sorulmak istenmektedir. Esasında da tüm demokratik sistemlerin de en temeli budur.

         Peki, bu durumda ne oluyor?

         Aslında her şey Türk Milletinin gözü önünde gerçekleşiyor. Hatta her şey dünyanın gözü önünde gerçekleşiyor?

         Ne mi oluyor?

         Tüm Avrupa’nın ve dünyanın gözü önünde “diplomatik dokunulmasızlığı” olan bir ülkenin bakanı “alıkonulmak” isteniyor. Avrupa’nın ortasında bir ülkenin Büyükelçi maslahatgüzarı “diplomatik dokunulmasızlığı”  olmasına rağmen göz atlına alınıyor.

Ve bunu bize demokrasi dersi vermeye kalkan, Kopenhag kriterleri ve bilmem kaç tane kriter deyip sözde demokrat ama gerçekte NAZİ kalıntısı fikirleri zihinlerinden atamamış Hollanda, Almanya, İsveç gibi ülkeler yapıyor.

Şimdi gelelim ülkemize, biz ne yapmak istiyoruz? Yani kimin tavuğuna “kışt” dedik? Aslında durum o kadar net ki, görmek istemeyenler sadece gözlerini kapatarak kendilerine karanlık etmekteler.

Avrupa tamamı itibari ile güçlü Türkiye istemiyor.

Avrupa kukla yöneticilerle yöneteceği bir Türkiye istiyor.

Avrupa 2023’de 85 milyon genç ve dinamik nüfusu ile kalkınmış İslam ülkelerine ve tüm mazlum coğrafyanın lideri konumunda, gönül coğrafyamızın desteğini almış bir Türkiye görmek istemiyor.

Öyleyse bize düşen 16 Nisan’a kadar milletimize doğruları anlatmaktır. Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin ne getirdiğini doğru bir şekilde izah etmektir. Ülkemizdeki bir kısım statükocu ve milli değerlerden yoksun siyasetçilerin yaptığı gibi her şeyi “TERSİNDEN” okumak değil, doğrusundan okumak, ezberlemek ve millete anlatmaktır.

Eğer ki Avrupa bu referanduma karşı çıkıyorsa,         

Eğer ki Alman televizyonu Türkçe HAYIR kampanyası yapıyorsa,

Eğer ki tüm Avrupa ve Haçlı zihniyetinin bu işe karşı çıkıyorsa,

Biz doğru yoldayız.

Bu gün hiçbir parti ayırımı gözetmeksizin özellikle 11 Mart 2017 gecesi Hollanda’da olanlardan sonra tüm Türkiye 16 Nisan’da güçlü bir EVET demek zorundadır. Türkiye Cumhuriyetini oluşturan halkın tamamı öyle bir güçlü ses vermelidir ki, bunu tüm dünyadaki zalim ve faşist yöneticiler yataklarında uyurken bile hissetmelidir.

Bu günkü mesele basit bir EVET veya HAYIR meselesi değildir.

Mesele

Ya kendi göbeğimizi kendimizin kesme meselesi,

Yahut uzaktan kumandalı yönetimlere razı olma meselesidir.

Mesele

Ya güçlü Türkiye

Yahut 2001’de olduğu gibi 500.000 kişi nüfusu olan Lüksemburg’tan gelecek 500 milyon dolara sevinme meselesidir.

YORUMLAR

Lütfen Resimdeki kodu yazınız

Diğer Yazıları

Tüm Yazıları