Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde anaya değişikliği ile ilgili görüşmeler sürüyor. Hem iktidardan hem de muhalefetten meseleyi farklı platformlarda ele alan kişilerin varlığı, maalesef Meclis’teki gerginliğin ana sebebi durumunda.

Maalesef muhalefetten bir tahrik var, fakat kabul edilmeli ki iktidardan da bir saldırı var.

Ne kadar sinirli olursanız olur, öfkenize hakim olmayı becereceksiniz, hele ki siyasetle uğraşıyorsanız bu durum böyledir.

Fatma Kaplan Hürriyet’in başına gelenler kabul edilebilir bir durum değil. Sosyal medyadan oldukça fazla tepki görmüş Hürriyet’e yönelik iktidar temsilcilerinin yaklaşım modeli.

İşte o tepkilerden bazıları:

Gülay Eyisabuncular: Saldırıyı kınıyoruz

“Vekilimiz Fatma Kaplan Hürriyet’e yapılan saldırı, hırsa bürünmüş zihniyetin yaptırımıdır. Her şeyi yapabilme gücünün kendilerinde olduğunu sanma aymazlığıdır. Yıllardır yerleştirilmeye çalışılan ve sistemli şekilde yürütülen kadını yok etme, söz hakkını elinden alma, toplumda ikinci sınıf insan yerine koyma politikaları, Meclis çatısı altında kendisini göstermiştir. Yaşanan rezilliğin, Başkanlık sevdasında olanların kimler olduğunu, sistemin savunucularının özgürlük karşıtı olduğunu, bizlere açıkça bir kez daha göstermiştir.

Bir anne ve kadın olarak Sayın Vekilime yapılan saldırıyı kınıyorum ve bunu yapan insanlardan utanıyorum. Kadın olmanın verdiği güçle, mücadelemize devam edeceğiz. Savrulan iki tokat, atılan birkaç yumruk, birkaç ağır abi pozu, çelimsiz racon bizleri korkutmayacaktır. Saldırıyı CHP Kandıra İlçe Örgütü olarak en sert şekilde kınıyoruz.

Mehmet Toker: Kabul edilemez

“Parlamentoda bir kadın milletvekiline yapılan bu saldırı hiçbir biçimde izah edilemez, kabul edilemez. Fatma Kaplan Hürriyet’e yapılan bu saldırıyı şiddetle kınıyor, TBMM çatsı altındaki herkesi sorumluluklarına yakışır davranmaya davet ediyorum.”

Cihat Altunyuva:

Milletvekilimiz Fatma Kaplan Hürriyet'e TBMM'de yapılan saldırıyı şiddetle kınıyorum.

YALANCILAR... SALDIRGANLAR...

Adam TBMM'ne başkanvekili olmuş ve yıkım anayasası ile ilgili oturumları yönetiyor. AKP'li vekiller kendilerini kaçak saraydakine kanıtlamak için anayasal suç işleyerek, gizli vermeleri gereken oyları alenen kullanmakta beis görmüyorlar. Görevi gereği oylamanın usulüne göre yapılmasını sağlaması gereken meclis başkanvekili ne yapıyor? Yiğitçe direnen CHP'li vekillerin anayasal suçu belgeleme çabalarına laf ediyor. "Sizin ne işiniz var orada?" diyor. Yani bırakın suç gizli kalsın, açığa çıkmasın diyor. Sonuçları açıkladıktan sonra da "oylama usulüne uygun yapılmıştır" diyebiliyor. Yazıklar olsun.

AKP grup başkanvekili denen insanlıktan nasibini alamamış zat da vekillerinin ayıbını örtme telaşı içinde yalan konuşuyor. Açıkça işlenen anayasa suçunu belgelemeye çalışan milletvekillerimizi suçlayarak "ak"lanacağını sanıyor. Gözleri o kadar körelmiş, zıvanadan o kadar çıkmışlar ki; aynı başkan vekili, yani Mustafa Elitaş denen zat, bugün de milletvekilimiz Fatma Kaplan Hürriyet'e saldırma acizliğini gösterebilmiştir. Bir vekile, üstelik kadın bir vekile saldıran zavallı yaratığın yeri o yüce meclis değildir. Hem yalancı, hem saldırgan birini savunanlar da aynı zihniyettedir ve hakettiklerini bu millet onlara mutlaka gösterecektir...